11 Temmuz 2009 Cumartesi

ŞİLE GEZİSİ

Merhaba arkadaşlar,
Biz dün eşim ve kızımla birlikte Şileye gittik.Şile istanbula bağlı bir sahil kasabası, Aslında pek çoğumuz adını ya duymuştur yada istanbulda yaşayanlar mutlaka bir kezde olsun şileye gitmiştir.
İstanbulda denize girilebilecek durumda olan en müsait deniz kıyısı şilede mevcut olduğundan yazları çoğu kişi hafta sonu olduğunda atar kendini buralara ,bu yüzdende şile otobanı çok sıkışıktır hafta sonu gitmek istiyenler trafiğe kalmak istemiyorlarsa ya cuma gecesinden yola çıkmalı yada cumartesi sabahı çok erken yola çıkmalı ki 50 km lik yol trafik işkenceye dönmesin.Trafiğin olmadığı zamanlarda o yol harika manzaralar eşliğinde mükemmel bir yolculuğa dönüşüyor Bu yüzden gidiş ve dönüş yolunu çok severim , ayrıca yol kenarlarında ara ara özel piknik alanları çıkar karşınıza dilerseniz oralarda durup dinlenip yola tekrar devam edersiniz dilersenizde pikniğinizi orada sonlandırırsınız, özel şahıslara ait olan bu piknik alanlarında kır düğünleri yapabileceğinizide belirtim çünkü bununla ilgili ilanlarda asmışlar.
Neyse gelelim fotoğraflara bu resimde ki alanın tam arkasına gelen kısımda denize girdik çünkü bu alanın yüksek kayalarla çevrili olması dalgaların kesilmesini sağlıyor ve rahatlıkla denize girmeye elverişli hale getiriyor.
Bu küçük teknelerin tam karşısındaki alanda ise şilenin çok güzel büyük bir sahili var ve belediyenin otoparkıda mevcut ama ordada çok dalga var ben orayıda sevmiyorum korkutuyor o dalgalar beni,bu bölgenin daha ilersinde bir sahili daha var şilenin orayada "ağlayan kaya" diyorlar biz küçükken annemlerle sık sık oradaki sahile giderdik ama oranın dalgaları hepsinden büyük ve tehlikelidir genelde boğulmalarda o bölgede olur hani şu sık sık haberlerde gösterilir ya o bölge işte denizin içindeyken ayağınızın içeriye çekildiğini görürüsünüz kum içine çekmeye başlar 1-2 sn. sonra
Dün ayrıca şilenin pazarıda vardı ben eşimden rica ettim gidip bi bakalım diye o da sağolsun kırmadı ve gezdik beraber fakat erkekleri bilirsiniz bu tip yerlerden hiç hoşlanmazlar ve çabuk çabuk geçer giderler bende fazla pazarı inceleyemeden karşıma çıkan yerlerden bir kaç fotoğraf çektim ben pazarları çok severim ama bir türlü gidemem eskiden iş'ten fırsat bulup gidemezdim şimdide çocuktan fırsat bulup gidemiyorum ilk fırsatta atcem kendimi kadıköydeki salı pazarına ama bakalım ne zaman :)
gezerken karşıma çıkan yerlerden rasgele resimler çektim ya işte buda onlardan biri ben ortadaki penyenin rengini çok beğendim bu tezgahtaki penyelerin fiyatı ise 5Tl idi


bu resimlerdeki elbiselerin fiyatları 35 tl idi
bu da pazarın sokağından bir görüntü
buradaki ayakkabıların en pahalısı 25 Tl idi daha ayrıntılı çekmek isterdim ama malum bizimki hızlıca ilerlediğinden detaylara giremedim

Bunlarda sevimli civcivler ve ördek yavruları civcivlerin tanesi 1 Tl idi ördekler ise 5 Tl den satılıyordu kızım çok istesede ben almadım çünkü çocukken çok besledim ve hep bi şekilde öldüler evin içinde fazla yaşamıyorlar maalesef ve ölüyorlar
Birde aklımdayken söyliyim ben aslında daha önce şilenin çarşısınıda gezdim ve meşhur şile bezinden yapılan giysi ve örtülerde vardı fakat o esnada fotoğraf makinem yanımda olmadığından asıl göstermek istediklerimi çekemedim kısmet artık bir dahaki sefere:) ama hemen belirteyim şile bezinden yapılmış elbiseler yukardaki elbiselerden çok daha güzeldi ve en pahallısı 35 tl idi, kumaş olarakda satılıyordu dükkanlarda, tek en lerin metresi genelde
3,50 -4,00 Tl civarında çift enlerin metresi ise 7,00 dan başlıyordu
Şimdilik anlatıcaklarım bu kadar herkese iyi hafta sonları...

1 yorum:

Kıbrıs Mağduru dedi ki...

süper görünüyor... Pazar daha çok ilgimi çekti.. neden acaba :D istanbulda o kadar yaşadım ama şileyi görme imkanım olmadı... yüreğine sağlık