1 Mart 2009 Pazar

DR. AIDIN SALİH'TEN BESLENME ÜZERİNE ÖNEMLİ BİLGİLERİ

Merhaba
Bugün size aslı ingiliz olan sonradan islamla şereflenmiş, hem gen uzmanı hemde biyolog olan önemli bir doktordan bahsetmek istiyorum;
muayenehanesinin Ümraniyede olduğunu öğrendiğim bu kişi, tamamen islami metotlarla hadis ve sünnet ışığında ortaya çıkardığı tedavi metotları olan aslında bazı çevrelercede çok iyi bilinen biri.Ben kendisiyle henüz tanışmadım ama bu gidişle kapısını çalıcaz gibi çünkü benimde bağışıklık sistemimle ilgili ciddi sorunlarım var ve gittiğim doktorlardan henüz bir şifa bulamadığım için alternatif yöntemleri araştırırken karşıma çıktı,
Bu doktor tevafuken bir arkadaşımdan ismini duydum ve tedavi olup iyileşen insanlardan bahsetmişti benimde çok ilgimi çekmişti fakat o sırada konunun üzerine gidememiştim ama şimdi biraz daha araştırıp kendisine ulaşmayı hedefliyorum bakalım kısmet olacak mı? Ben hakkında fazla bir bilgiyi internette bulamadım maalesef fakat çıkarmış olduğu önemli bir kitabı var ve ordan bazı alıntılar buldum bunlarıda sizlerle paylaşmak istiyorum eğer bu kişi ve tedavi yöntemiyle ilgili daha fazla bilgiye sahip olan varsa bizimlede burdan paylaşsırsa çok sevinirim.
Şimdi sizi bu bilgilerle başbaşa bırakıyorum....
Fazla yemek:
Çok yemek yenildiği zaman midenin daha çok enzime ihtiyacı olur. Enzimleri yapmak vücut için çok güçtür ve kıymetli maddeler gerektirir. Normal bir insan için 250 gr yemek yeterlidir. Bunu hazım ettirmek için kalp hiç zorlanmadan rahat çalışır. 2 kat yemek yenirse, kalbin yemeği hazım ettirmesi ve fazlalıkları çıkarttırması için 4 kat daha fazla çalışması gerekir. Bu da kalp için çok ağırdır. Mesela bir araba düzgün bir yolda hiç zorlanmadan harcadığı benzinin 2 katını taşlı, bozuk, dik yolda harcar. Mesafe aynı ama harcadığı benzin farklıdır. Böyle zorlanarak devamlı çalıştığında motor harap olduğu gibi insanın kalbi de devamlı ve çok çalışmaktan harap olur ve çabuk eskir. Genç insanlarda organlar kuvvetli olduğu için yenilen yemekleri hazım edebilir ve fazlalıklarını çıkarabilir. Fakat organların üzerine fazla yük bindiçin çok çalışmaktan çabuk eskir, kuvvetini kaybeder, zamanla fazlalıklarını çıkaramaz olur, depo yapar, vücudu yağ ve kireç toplamaya başlar. Bazı insanlar çok yemelerine rağmen hep zayıf kalır ve bu durumlarının iyi olabileceğini düşünür. Hâlbuki hal öyle değildir. Çok yiyip zayıf kalanlar çok yiyip şişmanlayanlardan daha kötü durumdadırlar. Çünkü şişmanlar karışık ve yanlış yedikleri yemekten oluşan zehirlerin bir kısmını, vücudun topladığı yağlarda depolayarak, bu zehirlerin organları tahrif etmesini kısmen önleyebilmektedirler. Ancak çok yiyerek zayıf kalanlarda zehirli maddeler sürekli vücut içinde dolaşır. Böylece damarlarda, eklemlerde, organlarda ve kaslarda depolama yapar. Bu insanlar genelde sinirlidirler, sık hastalanırlar ve uyku bozukluğu yaşarlar.
Karışık yemek:
Birbirine uygun olmayıp, hazım için ayrı enzim isteyen yemekler karışık yenirse hazım olunmaz çürür veya mayalanır. Örnek olarak karbonhidratlar ve proteinler birbirine zıt düşer. Çünkü bunların parçalanabilmesi için her ikisinin ihtiyaç duyduğu enzimler birbirine zıttır. Bu zıtlık her iki enzimin birbirini yok etmesini sağlayarak, hazmın gerçekleşmesini engeller ve böylece hazım yapılmayınca çürüme başlar. Hazım olunamayan yemek, bağırsakta toplanır ve zamanla bağırsağı genişleterek cepler oluşturur. Bu ceplerin içinde dışkısal taşlar toplanır ve yıllarca orada saklanır. Böylece bağırsağın duvarları kanalizasyon boruları misali zehirli artıklarla kaplanır. Buna bağlı olarak bağırsak ağırlaşır, hareketi yavaşlar ve sonuçta kabızlık meydana gelir. Bu durumda vücudun intoksikasyonu katastrofik şekilde büyür. (vücutta toksin birikmesi katlanarak artar) Vücut çok halsiz kalarak yorulur, gaz ve uyku meydana gelir. Çürümüş yemekler bağırsağı zehirleyerek kana karışır. Kandan bütün organlara ve hücrelere yayılarak onları zehirler ve hastalıklara yol açar. Çürümüş ve mayalanmış yemeklerden oluşan tuzlar vücutta kireçlenme yapar.Çok sık yemek: Yemeğin hazmını beklemeden bir şeyler yemektir. En hafif yemek 4 saatte hazım olunabilir, yemeğin ağırlığına göre hazım süresi 6–10 saate kadar uzayabilir. Bu zamandan önce bir şey yemeye başlayınca mide hazmını tamamen değiştirir ve midedeki diğer yemekler, karışık yemek gibi, hazım olmadan çürümeye başlar ve hemen gaz ve şişkinlik oluşur.
Ters yemek:
Proteinli yiyecekler (et, yumurta, peynir vs.) midede uzun zamanda hazım olunur. Karbonhidratlar, tatlılar, beyaz undan yapılmış yemekler, patates, meyve vs. midede çok durmadan bağırsağa geçerek orada hazmedilir. Su direk bağırsağa geçer. O yüzden önce su içmeli sonra meyve veya tatlı yenilmeli. Sonra sebze ve proteinli yiyecekler yenilmeli. Önce yemek yenilip, sonra meyve veya tatlı yenilirse, meyve hazım olmak için bağırsağa geçemez mayalanır, bütün yemek bozulur, çok gaz olur. Yemekten sonra su veya çay içilirse, yemekten ayrılmadığı için mideyi genişletir ve hazmı zorlaştırır. Midede mayalanmış veya çürümüş yemek helal olmaz.
Bekletilmiş eski, ısıtılmış ve hazır yiyecekler:
Taze sebze ve meyveler güneşten aldıkları enerji ile dopdoludur. Vücuda çok enerji verirler ve hazmı kolaydır. Pişirilince güneşten aldıkları enerjiyi tamamen kaybederler. Bu yemekler eskiyince (2–3 saat geçince) hiç bir enerjisi kalmaz toprak gibi olur. Eskimiş ve doğal olmayan hazır yiyeceklerin hazmı çok zor veya imkânsızdır. Yemekler piştikten sonra soğuk olarak yenilebilir (et, yumurta, sebze yemekleri, tatlılar ). Fakat fayda beklememelidir. Beklemiş zeytinyağlı yemeği tekrar ısıtmak mümkün değildir. Mikro dalgalı fırında ısıtmak ise daha tehlikelidir. Fırın çalıştığı sürece mikro dalgalar, dışarıya sızarlar ve insan vücuduna zarar verirler.
Zararlı düşünceler ve hareketler:
Zararlı düşünceler vücutta fazla miktarda hormonlar çıkarır. Bu hormonlar kana karışarak zararlı zehirler çıkmasına sebep olur. Bu zehirler beyindeki su havuzlarını bulandırarak çok sinir yapar ve psikolojik ve diğer hastalıklara sebep olabilir. Sinirli olan insanlarda, karaciğer sertleşmesi, çeşitli kalp hastalıkları ve dalak hastalıkları meydana çıkmaya başlar.

7 yorum:

nehircce dedi ki...

Teşekkürler arkadaşım,faydalı bilgilerin için sevgiler :)

Adsız dedi ki...

Merhabalar; Dr.Aydın hanımla tanışmış ve öğretilerini uygulamış biri olarak söylemek isterim ki, sadece kitabındakilerini uygulasanız bile çok faydasını göreceksiniz.Eşimin ayaklarındaki varis için kendisine 2007 ekim ayında gittik. Yaptığımız yanlışları ve tükettiğimiz hatalı ürünleri öğrendik. Açlık,sülük,hacamat ve Rabbiminde yardımıyla eşim varislerden kurtuldu.
AYŞEN

Adsız dedi ki...

merhaba ben keçiboynuzu ile ilgili yazınızı okudum ve sizinde bronşektazi hastası oldugunuzu duydum bende bronşektazi hastasıyım yaklaşık üç yıldır bu hastalık bende agır seyrediyor ve yaşam kalitem çok düştü. aidin salih hanımın kitabınındaki ögütlerini uygulamaya çalışıyorum çok faydasını gördüm doktor ibrahim saraçoglunlada görüşmek için ugraşacagım Allah sizden razı olsun sizinle msnde yada facede görüşebilirmiyim. Allaha emanet olun. ayşan görür

Fikir İşçisi dedi ki...

Ayşan hanım merhaba Allah şifa versin ben yazınızı okuyunca benimle bu şekilde irtibata geçmenize sevindim mail adresimi yollıyım ordan görüşelim msn dende konuşabiliriz ekleyin beni mailim mltygz@gmail.com
Allaha emanet olun

nurşen dedi ki...

merhabalar bende aidin hanıma tedavi olmak istiyorum ama maddi imkanım el vermiyor ne yazıkki muayeneleri neden okadar pahalı cevap yazarsanız çok memnunolurum meil adresimden ulaşabilirseni beni çok mutlu edersiniz allaha emanet olun

rehnuma dedi ki...

merhaba bende aidin hanıma muayene olmuş ve hayatıma uygulamış biri olarak hayat standardım değişti ve yükseldi diyebilirim.en az 10 yaş gençleştim enerji olarak.Sırf beslenme hatalarını bile yapmasak baya bir aşama kaydetmiş oluyorsunuz.

Hayata Yer Aç dedi ki...

aidin salihin oruç programı ile ile birşeyler ararken sizi buldum sağolun çok güzel şeyler paylaşmışsınız.bende kitabını almayı ve okumayı düşünüyorum.acaba seminerleri falan varmı yeni bir bilgiye ulaşıp paylaşırsanız memnun oluruz